Google Cloud küresel ısınmaya karşı farkındalık yaratmak için yeni bir uygulama başlattı.

Arama motorunun bulut sistemi, kullanıcılarına bulut kullanımlarının oluşturduğu karbon emisyonlarını ayrıntılandıran özel karbon ayak izi raporları sağlayacak.

Google Cloud, 2030 yılına kadar yüzde 100 karbonsuz enerjiyle çalışmak istediğini uzun zamandır dile getiriyor.

Yenilenebilir enerji kullanmanın önemine dikkat çekiyor.

Şirketler için raporlamada kolaylık sunacak

Bulut bilişiminin karbon emisyonlarını tespit etmek güç ancak yeni sistem işletmelerin bulut kullanımlarının çevresel etkilerini hem dahili hem de harici olarak raporlamasını kolaylaştıracak.

Şirketten yapılan açıklamada “Müşteriler bu verileri raporlamanın yanı sıra iç denetimler ve karbon azaltma çabaları için kullanabilirler. HSBC, L'Oréal ve Atos gibi müşterilerle iş birliği içinde geliştirdiğimiz karbon ayak izi raporlamamız, müşterilerin iklim hedeflerine ulaşmalarını desteklemek için yeni bir şeffaflık düzeyi sunuyor" dedi.

Şirket doğru raporlamayı uygulamaya koyduktan sonra, iklim üzerindeki etkilerinin nasıl azaltılacağına dair önerilerde bulunabilecek.

Bulut teknolojisi nedir?

Bulut teknolojisi bilgisayar, telefon, tablet ve sunucu gibi tüm cihazlar arasında zaman ve mekân kısıtlaması olmadan veri paylaşımına olanak sağlayan, internet tabanlı bir veri depolama hizmeti.

Peki bu teknoloji nasıl karbon izi yaratıyor?

Karbon ayak izi bireyin ve şirketlerin doğrudan veya dolaylı yoldan enerji kullanımıyla dünyaya bıraktıkları zarar anlamına geliyor ve iklim krizinin en temel nedenlerinden biri olarak kabul ediliyor.

İnternetin ve bunları destekleyen sistemlerin karbon ayak izi, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 3,7'sini oluşturuyor .

Çevrimiçi her şeyin saklandığı ve işlendiği veri merkezleri var. Bu merkezler bir yılda ortalama 70 milyar kilovat saat enerji tüketiyor.

Dijital teknolojilerin üretiminde ve çalıştırılmasında 1.7 milyar ton sera gazı üretiliyor.

Bunu tüm dünyadaki internet kullanıcıları arasında paylaştırırsak, bu her birimizin 414 kilogramdan sorumlu olduğu anlamına geliyor.

Bir hikaye paylaşmak 2 dakika 47saniye araba sürmeye eş değer

Kullanılan telefona ve internet hızına göre değişmekle birlikte, çektiğiniz bir selfie’yi hikaye olarak yüklemek 3,32 miliamper saat enerji tüketimine yol açıyor.

Sayfa akışı kaydırmada bu rakam 9,7’ye çıkıyor.

Bunu araba kullanımının çevreye verdiği etki gibi düşünürsek, bir hikaye atmak 2 dakika 47saniye, sayfa akışı kaydırmak 14 dakika süreyle araba sürmeye eş değer.

Online dizi ve film platformlarında 1 saatlik seyir, 6,1 kilovat saat (kWh) elektrik tüketimi anlamına geliyor. Bu ise , elektrikli bir aracı 30 kilometreden fazla sürmek demek.

Facebook’tan ifşalara sıkı önlem geldi

 

İlkokul öğrencisi, ALS hastaları için tasarladı

 

William Shatner'ın gerçek uzay yolculuğu başladı